Loading...

Single post

Kendimizle Bağlantıda Olmak


Kendimizle bağlantılı olmak yerine, başkalarına odaklı olma yönünde eğitildik. Zihnimizde akıllı olmayı; başkaları ne söylememi, nasıl davranmamı, ne yapmamı doğru bulur diye kafa yormayı öğrendik.

Duygularımıza yabancılaştık. Dahası, düşüncelerimizle duygularımızı birbirine karıştırdık. Duyguları doğru ifade etmek önemlidir. Terapi odasına getirdikleri konu her ne olursa olsun, nihayetinde ucu “duygularına” değer.

Yaşadığı bir olayı anlatan danışanlarıma; “Bu size ne hissettirdi?” diye sorduğumda “Kendimi yetersiz hissettirdi.” cümlesini sık duyarım. “Kendimi yetersiz hissediyorum.” cümlesi tam olarak bir duygu ifadesi değildir. Daha çok, kişinin kendi becerisini, kendi yeterliliğini değerlendirdiği bir düşünce biçimidir. Bir anneyse, anneliğini, babaysa babalığını; çalışansa verimliliğini, yani tamamen kendini kendi gözüyle değerlendirdiğini ifade eden bir cümledir.

Derinde bir yerlerde, başka bir duygu vardır. İnsanın olmasını arzu ettiği; gerçekte olandan ne kadar uzaksa, yaşadığı duygu “hayal kırıklığı”dır. Aslında “Kendimi yetersiz hissediyorum.” cümlesinin altında yatan duygu gerçekte hangisi?

“Kendimi hayal kırıklığına uğramış hissediyorum.” mu? Yoksa “Kendi kendimi hayal kırıklığına uğratmış hissediyorum.” mu?

Çünkü bizler sadece başkalarının söyledikleriyle ve söylemedikleriyle; yaptıklarıyla ve yapamadıklarıyla hayal kırıklığı yaşamıyoruz. Bazen – hatta çoğu zaman- kendimizi söylediklerimiz kadar söyleyemediklerimizle, yaptıklarımız kadar yapamadıklarımızla da hayal kırıklığına uğratıyoruz.

Peki insanın kendiyle bağlantı kurabilmesi nasıl mümkün olabilir?

Bireysel psikoterapide aslında tümüyle bunu çalışıyoruz. Böylece kişi kendi duygusunun çıkışına kaynaklık eden noktayı bulabilir, duygusuna temas edebilir, duygusu hakkında rahatça konuşabilir ve duygusunun ardındaki ihtiyaçları fark ederek ihtiyaçlarını gidermeye yönelik tercihlerde bulunabilir.

 

Leave a Comment

Open chat
Merhaba
Nasıl yardımcı olabilirim?